Nöropazarlama ve Logo

Logoların sadeleşmesi tesadüfi bir trend mi yoksa fazlası mı? Bugünkü yazımızda “Logolar neden sadeleşiyor?” sorusu üzerinden nöropazarlama ve logo ilişkisini konuşacağız.

PAYLAŞ
Nöropazarlama ve Logo
Okuma Süresi 6 dk / Yayınlanma Tarihi - 08.04.2023

2010 yılında başlayan ve 2014 yılında iyice artan logoları sadeleştirme trendi tesadüfen ortaya çıkmadı. Gerçi logonun 1.5 inç’lik akıllı saat ekranına uygun olması bu konuda önemli bir faktördü. Ancak sadeleşmenin asıl sebepleri daha ikna edici. Bu sebeplerin çoğu nöropazarlama ve logo ilişkisi ile bağlantılı. Peki markalar logolarını neden sadeleştiriyor?

Öncelikle, günümüz estetik dinamiklerini yok sayamayız. Minimalizmin bu kadar popüler olduğu günümüzde sadelik daha fazla dikkat çekiyor. Buna bağlı olarak logo tasarımı bu dinamiklere ayak uyduruyor ve sadeleşiyor. Bu tabii ki işin estetik kaygılarla yoğrulan sanatsal tarafı.

İşin pazarlama tarafına gelirsek,

Büyük markaları göz önüne aldığımızda logonun marka kimliğinin tek parçası olmadığını görüyoruz. Artık markalaşma ve kurumsallığın geldiği noktayla birlikte logolar tüm yükü tek başına çekmek zorunda değil. Logoyu destekleyen görsel sistem, ikonlar, dokular, illüstrasyonlar ve kullanımın iyice çeşitlendiği mobil, web, baskı ve diğer formatlar sayesinde logonun artık markanın tüm yönlerini anlatması gerekmiyor. Bütün bu dinamik görsel kimlik içerisinde, sade ve yalın bir logo kendine daha iyi bir yer ediniyor. 

Aynı zamanda iyi markaların gereksiz elementlere ihtiyacı yok diyebiliriz. Bu bağlamda, logo tasarımında en önemli noktalardan biri şudur. Herhangi bir amaca hizmet etmeyen formları ortadan kaldırın. Anlamsız bir çizgi veya detay logoyu aşırı derecede komplike hale getiriyor. 

Artık tasarımcılar için logodan yük atmak veya yeni bir logo tasarlanırken logonun en az görselle mesajı sürdürebilmesini sağlamak öncelikli bir konu. Örneğin Starbucks ve Nike gibi markaları ele alalım. Artık logolarında isimlerini bile yazmıyorlar. Çünkü tek bir görselle kendilerini ifade edebiliyorlar.

 

Logoların sadeleşme trendi nöropazarlama ile de örtüşüyor.

Sadeleşme trendini örnekler üzerinden inceleyelim;

 

Logoların Sadeleşme Trendi

Mastercard yeni logosunda yüklerinden kurtulurken, her türlü platformda rahatlıkla okunabilecek bir logo oluşturmuş. Bu yeni logo en düşük detay seviyesiyle logoya bakan kullanıcıların bilişsel yükünü düşüreceği için duygusal bağları artırıyor. 

 

Nöropazarlama ve Logo İlişkisi

Büyük bir oyun firması olan Ubisoft bugünlerde logosunu yeniledi. Fırtınanın etkisiyle güçlü bir marka imajı çizmeye çalışan Ubisoft yeni logosunda epeyce sadeleşme yapmış. Amblem logoda nöropazarlama açısından da doğru noktada yer alıyor. 

 

Nöropazarlama ve Logo

Airbnb de yüzünü modern çizgiye dönen markalardan biri. Eski logosunda “Bir logo tasarımında ne yapılmamalı?” sorusunun cevabı olacak her şey vardı. Neyse ki doğru noktaları yakalamış. Merkezdeki kalp formunda bir A harfine ve Sans tipi tırnaksız fontlara sahip yeni logonun doğru bir tasarımı var. 

 

Nöropazarlama ve Logo İlişkisi

Google’ın eski logosu bir dönemin favori Photoshop efektine (Bevel And Emboss) sahipti. Gereksiz yere gözü yoran bu tip efektler kullanıcının dikkatini dağıtıyordu. 

 

Nöropazarlama ve Logo

Google’ın yeni logosunda tırnaklar ve yükler yok. Bu bakımdan özgür ve rahat bir logo. Kullanıcıları yoracak herhangi bir detaya sahip değil.

 

Nöropazarlama ve Logo

Microsoft’un soldaki eski logosu tek başına bakıldığında yazı tipi olarak zaten başlı başına bir logoydu. Yanındaki amblem ile hem bayrak, hem pencere anlamları veriyordu. Bu nedenle aslında kendi içinde anlamları birbiriyle yarışırken tüketicinin duygusal bağını bölüyordu. 

Yeni Microsoft logosu daha sade yazı tipi ile algılaması kolay bir logo. Bu yönüyle sade ve güçlü bir anlama sahip. Ancak amblemin solda olmasının algılama açısından risk oluşturduğunu da aktarmalıyız.

 

Nöropazarlama ve Logo

Günümüz tüketicilerinin marka mesajlarına ilgi süresi çok kısa. Aynı durum logolar için de geçerli. Logonun kullanıldığı herhangi bir ilanda tüketici çoğunlukla logoya dikkat bile etmiyor. Etse bile aklında kalıcı bir iz bırakmıyor. Bu noktada logoların sadeleşmesi tüketicinin logoyu algılamasını ve aklında tutmasını kolaylaştırıyor.

Yani markalar logo tasarımı ile vermek istedikleri mesajı ifade ederken daha dikkatli olmalı. İnsanların ayırt etme, dikkat toplama gibi diğer değişkenlerini de hesaba katmalı. Sadeleşen logoların tüketici üzerinde nasıl bir etki bıraktığını nöropazarlama testleriyle ölçmek mümkün. 

Nöropazarlama ve logo ilişkisi tabii ki sadece logoların sadeleşmesi ile sınırlı değil. Doğru müşteri deneyimi için bilimsel tasarım özellikleri başka birçok farkındalığı da gerektiriyor. 

Mesela amblemin logo içindeki pozisyonu tüketicinin ilgisini koruma süresiyle doğrudan ilişkili. Amblemin ismin sağında yer alması, insanların soldan sağa okuyup tekrar sola dönmesini gerektirmediği için amblem üzerinde daha çok kalmalarını sağlıyor. Amblemi ortada veya sağda olan logoların bu açıdan öne çıktığını söyleyebiliriz. 

Bir başka örnek de fontlarla ilgili. Nöropazarlama araştırmaları bize şunu gösteriyor. Tipografide dikkat edilmesi gereken noktalardan biri resim ve formların yazıyla iç içe geçmesi. Bu durum genellikle beynin markanın adını okumayıp resme odaklanmasıyla sonuçlanıyor. Beynin algılamadığı şey marka adınız olduğunda bu iyi bir şey değildir. 

 

Logo tasarımları için bir ipucu

Son olarak geometrik şekillerin kullanımı ile ilgili bir örnek vermek istiyorum. Beynimiz köşeli formların kullanımı konusunda oldukça hassas. Logoda yazı veya resimle temas eden köşeli bir form kullanıldığında beyin bundan uzaklaşıyor. Yuvarlak, oval bir formun yanında yerleşmiş köşeli bir yapı, beyin tarafından tehdit olarak algılanıyor. 

Bunun sebebi 100.000 yıllık insan beyninin hâlâ bu ilkel içgüdüyle hareket etmesi. O yüzden geometrik formların doğru şekilde kullanılması önemli bir nokta. İşte tüm bu bilgiler nöropazarlama araştırmaları sonucu insanların logolara nasıl tepki verdikleri ölçülerek ortaya çıkıyor. Elde edilen bu bilgiler gelecek logo tasarımları için de bir kaynak oluşturuyor.

Bu noktada nöropazarlama ve tüketici algısı arasındaki ilişki hakkında daha geniş bilgiler için linki tıklayabilirsiniz. 

Tüm bu bilimsel verilere tasarımcının estetik kaygıları da eklenince ortaya tam anlamıyla işlevsel bir logo çıkıyor.

Siz de markanızın böyle bir logoya sahip olmasını istemez miydiniz? 



Nöropazarlama Logo Tasarımı

Projenizden bahsedin, neler yapabileceğimizi konuşalım.

+90